Siz de çok sıkılmadınız mı; sosyal medyada her yandan gelen pozitif düşün, isteklerini elde et, şu meditasyonu yap, şöyle bir guru gelmiş ona git, şu eğitimi al çok iyi gelecek gibi bir bilgi, reklam bombardımanı içinde olmaktan. İşin açıkçası ben çok sıkıldım. Teknolojinin ilerlemesinin faydası; bir yandan her bilginin bir tuş kadar size uzak olması dolayısı ile istemediğiniz kadar çok bilgiyi tek arama ile bulabilmeniz, fakat dezavantajı ise o kadar çok yanlış, kirli bilgi etrafta dolanıyor ki bana doğru ile yanlış iç içe geçti, karıştı gibi geliyor.
Sosyal medyayı açın bakın, her gün, her saat, her dakika bir eğitim, bir guru, güzel bir söz, bir meditasyon yöntemi havalarda uçuşuyor. Evet insanız biz; eksiklerimiz, isteklerimiz, hayallerimiz, sorunlarımız var hayatta. Umut etmek istiyoruz; o umuda tutunup elde etmek istiyoruz. Onu elde ederken de bizde yarattığı o gerginliği üzerimizden atmak istiyoruz. Bunun içinde yeni çıkan ne varsa denemek istiyoruz, bir arkadaşımız astrologdan yardım alıyor ona uğruyoruz, kimi bir eğitimin ne kadar faydalı olduğunu anlatıyor ona yöneliyoruz, diğeri meditasyon yapıyor onu denemeye kalkıyoruz. Zannediyoruz ki tüm bu denemelerimiz içinde bulunduğumuz sorunları puff diye uçuracak ve herşey çok güzel olacak. O istediğimiz iş, o istediğimiz sevgili , o çok istediğimiz ev, tatil her ne ise bizim olacak ya da problemli bir patronla başa çıkacağız, bize yapılan haksızlıkları bu yöntemlerle alt edeceğiz. Denemeye başlıyoruz, aile dizilimleri, regresyonlar… Durmadan ama durmadan oradan oraya sürükleniyoruz. Birisi yeni bir şey mi denemiş durmak yok biz de oradayız. Amaç; çok temiz, çok safiyane, çok insanca sadece o içinde bulunduğumuz ruh halinden uzaklaşmak, o hayalimizdeki biz olmak. Bunun için değmez mi diyoruz. Aldığımız eğitimler, gittiğimiz astroglar, koçlar, guruların hiç ne yaptıklarına, içeriğine bakmıyoruz ya da gözümüzün ucu ile bakıyoruz ve ayırt etmeden koşuyoruz. Hayatımızda değişiklik yapmak adına.
Sabah gözümüzü açıp instagramda güzel bir sözü okuyarak güne başlıyoruz, içimize iyi gelecek ne yöntem var ise durmadan deniyoruz veya denemeye çalışıyoruz.
Bunları yazıyorum tüm bu yöntemlere karşı olduğum için mi? Kesinlikle hayır, ben astroloji eğitimi aldım hem de çok iyi bir hocadan fakat kendimi birisinin haritasını okuyacak kadar yeterli bulmuyorum, onun zamanı gelecek diye düşünüyorum veya aile dizimine gidiyorum fakat kimmiş neler yapmış o kişi onları araştırıyorum bakıyorum. Kısacası ne yapmak istiyorsanız, gideceğiniz eğitim, astrolog, koç her kim ise kimdir nedir ne değildir bakın diyorum.
Bir de şuna bakın diyorum. Aslında siz kimsiniz? Hayatta ne istiyorsunuz? Gerçekten kalpten, düşününce içinizin pırpır ettiği neyi yapmak istiyorsunuz? Mantığınızı, çevrenizi, para kazanmayı herşeyi geride bırakarak. Aslında sen ne yapmak istiyorsun hayatta? Gerçekten sen ne yaparsan mutlu olursun? Belki de bunun cevabı bir süre hiçbir şey yapmamak o da tamam. Diyorum ki ne istiyoruz, ne yapmak istiyoruz, bunların cevabını bulduktan sonra gidelim, o gurulara, koçlara, astrologlara, o eğitimlere. Yoksa bir kuş misali oradan oraya konarak gerçek seni bulamazsın. Küçük bir sır sen kendini herkesten daha iyi bilirsin, ama kötü bir şey sen kendini çok da kolay kandırabilirsin. O zaman korkusuzca kendini kendine anlatsan, kim olduğunu, zayıflıklarını, kıskançlıklarını, özenmelerini, isteklerini, kırgınlıklarını, kendini yargılamadan kendine bir itiraf etsen. Belki o zaman en başta söylediğim o sosyal medya bombardımanından sana en uygun olanı seçersin. Ne dersin? Kendini tanımaya kendinle başlar mısın?